Big Baboli Print House

01_baboli_banner
detay : Uzay Çöpü (İlker Çelen)

Çok değil, bundan üç dört sene evvel Zeynep Kış ve eşi Şakir ile Kızıltoprak’taki atölyelerinde tanıştığımızda bana yaptıkları baskı resim örneklerini göstermişlerdi, çoğu müzik grupları için üretilmiş, koleksiyon değeri taşıyan serigrafi afişlerdi bunlar; sonrasında Krüw etkinlikleri geldi, genç yeteneklerin özgün işlerinin sahnelendiği sergiler, çağdaş grafik/ illüstrasyon dünyamıza güçlü bir dinamizm kazandırmakta gecikmediler. El emeği göz nuru üretilmiş bu resimler, bizleri Ham Sanatın en renkli ve heyecan verici örnekleriyle buluşturuyordu. Bir çok farklı stilde sanatçının ortaya koyduğu işler kelimenin tam anlamıyla büyüleyiciydi.

Ticari bağlamda üretilen çizimlerin dışında ‘illüstrasyon’u, ‘illüstre olanı’ ciddi bir disiplin ve üslup olarak benimseyen bu genç kuşak sanatçılar, ortaya koydukları eserlerle önceki kuşaklardan, eski mizah dergilerinden ve klasik çizgi-roman anlayışımızdan bir hayli farklı ve özgün işler sergiliyorlar. İki bin sonrası ivme kazanan bilişim ve sibernetik çağın, yabancılaşmanın, köksüz kozmopolitliğin, deliliğin ve sapkınlığın tüm izlerini bu genç çizgilerde yakalamak mümkün. Saykodelik rock posterleri, yeraltı çizgi-romanları, şöhret peşinde koşan gangsterler, grafiti ve manga kültürü, bilgisayar oyunları ve bilumum siberpunk etkileşimin cereyan ettiği devasa bir kültür havuzu.

Bigbaboli’nin kurucusu, serigrafi ustası, sanatçı Zeynep Kış

Geçen kış kapılarını aralayan Bigbaboli Şarküteri, aynı zamanda film gösterimleri, sanatçı konuşmaları gibi farklı etkinliklere de ev sahipliği yapıyor. Ekibin gözde ismi Zezeah ile salgın günlerinde söyleştik, insanın gölgesiyle tanımlandığı bir çağda sanata değer verenler için :

22 Nisan 2020

Zezeah merhaba, salgın günlerindeyiz, karantina altında Napalm Death plak kapaklarını aratmayan günler geçiriyoruz, bu durum sanat piyasasını ne ölçüde etkiledi, bir galerici olarak bu durumdan nasıl etkilendiniz ? Selam Erman, öncelikle halimizi sorduğun için kendi adıma çok teşekkür ederim. Evet içerisinde bulunduğumuz karantina süreci sevgili galerimiz Şarküteri‘nin de derin bir uykuya girmesine sebep oldu. Hali hazırda 2020 yılı için planladığımız bütün pop-up ve ana sergiler, tarihleri havada uçuşan partiküllere dönüştüler. Toplu etkinliklerin yeniden hayatımıza gireceği tarihi kestirememek inan bizi de endişelendiriyor. Kendi yağında kavrulan bağımsız bir galeri için oldukça riskli bir dönemdeyiz.

Sanatseverlerin, koleksiyonerlerin bu karamsar dönemde bireysel ihtiyaçları dışında lüks giderleri kısıtlamaları anlaşılır bir durum. Bizler için de aynı şey geçerli; “Önce sağlık” diyoruz ! Bunun dışında online sergi, söyleşi vb. sanal etkinliklerden pek haz etmediğimiz için bu alanlara da hevesli değiliz.

Geçtiğimiz kış, Bigbaboli Şarküteri sanatseverlerle buluştu; grup sergilerinden sinema gösterimlerine, Hakan Günday, Emre Orhun, Miron Zownir gibi büyük isimlere kadar bir çok farklı etkinliğe ev sahipliği yaptınız, sanatçılıktan galericiliğe geçiş seni nasıl etkiledi ? Evet, işlerini çok sevdiğimiz yıllardır heyecanla takip ettiğimiz sanatçıların işlerini sergileme, paylaşma fırsatımız oldu. Çoğunluğu arkadaşlarımızdan, yakın çevremizden oluşan bir etkinlik takvimiydi bu. Dile getirdiğin üzre ben bir galerici değilim, sanat yönetimi, pazarlama, sergileme konusunda pek deneyimli biri olduğumu da iddia edemem, fakat yaklaşık on yıldır Moklich ve Zezeah mahlaslarıyla kendimize ait Big Baboli Print House sanatsal baskı atölyemizi işletiyor ve kendi işlerimizi üretip satıyoruz.

2019 baharıyla birlikte arkadaşımız Berk Kula ile ortak bir hayalin gerçekleşmesi için güç birliği yaptık ve Şarküteri‘nin açılması için hep birlikte adım attık. Berk‘in katkıları ve bizim deneyimlerimiz, olanaklarımızı da birleştirerek farklı bir konsept oluşturmak istedik. Bir sanatçı olarak Şarküteri‘yi sahip olduğumuz yaratıcı çevremizle besledik. Samimiyetimize güvenen, yeni nesil sanatçılara elinden geldiğince destek olan, meraklı bir kitlemiz varmış; ve onlar sayesinde hiç bir markanın, firmanın desteğine gereksinim duymayan gerçekten bağımsız bir yapı oluşturduk.

Şarküteri, komisyon konusunda öncelikli olarak sanatçıları ön planda tutuyor, ikinci öncelik ise galerinin kendi ayakları üzerinde durabilmesi ve sanatçıların işlerini daha iyi sunabilmesi için gerekli olan reklam, fotoğraf,  online satış vb. platformları canlı tutulabilmesidir. Tüm bunları hiç bir çıkar amacı gütmeden özveri ile yapan küçük bir kadroyuz.

Galerimiz dışında hepimizin farklı bir mesleği var, mesailerimizden arta kalan vakitlerde ise Şarküteri’yi hayatta tutabilmek için elimizden geleni yapıyoruz; amacımız bu ortak kullanım alanının hayatta kalabilmesi. Tabi ki şu an için birçok eksiğimiz ve yapılabilecek tonla iş var ancak yukarıda da değindiğim üzere hiçbirimizin asıl mesleği değil bu ve ayırabileceğimiz vakitler de sınırlı. Tüm bunlara rağmen bu yapı, insanlar tarafından heyecanla karşılandı ve umarız şimdiden örnek bir mekan olabilmişizdir.

Sanatçılarla birlikte açık stüdyo günleri düzenlemeye başladınız. İlk Open Studio günümüz, ne yazık ki şu an için beklemede olan Bülent Gültek sergimiz ile başladı, güzel bir sergi ile sezona sıkı bir giriş yapacaktık. Open Studio günleriyle birlikte koleksiyonerlerin, Şarküteri‘den satın aldıkları bir posterin hangi aşamalardan geçerek basıldığını ve ellerindeki parçanın niçin bu kadar değerli olduğunu daha iyi gözlemlemeleri, anlamaları için bir sunum oluşturduk. İlk studio deneyimimiz sanatçı ile tanışmak isteyen, serigrafi baskı hakkında hali hazırda ufak tefek bilgi sahibi olan meraklı katılımcılar ile birlikte gerçekleşti. Umarız önümüzdeki studio günlerinde konuya ilişkin hiç bir fikri olmayan daha hevesli ve heyecanlı bir kitleye de erişebiliriz.

hecate
Elif Varol Ergen ‘Hecate’ 61×44.5cm, kağıt üzerine 4 renk serigrafi

Elif Varol Ergen: ‘Her current artworks content is mostly focused on feminism, divine femininity,  mysticism and women’s identity.  She illustrates rebel female characters and move away from all kind of definitions and identities of women which has been put by the male dominance. She uses mostly “witch and wicca” metaphors for her rebellion ladies whose behaviours totally against the common thoughts and belief of society. She usually uses digital media, digital imaging and CNC-machined productions also sometimes combines traditional media such as acrylic, ink, silkscreening for the artworks.’

burak-senturk_party-1
Burak Şentürk ‘Party’ 40x40cm, kağıt üzerine 7 renk serigrafi 

Burak Şentürk: Sanırım onu tanımayanımız yok gibi, titiz, ustalığa önem veren, tasarımcılığıyla birlikte profesyonel bir illüstratör.

coculeata
Dolce Paganne ‘Coculeata’ 49.5×62.5cm, kağıt üzerine giclee baskı

Ceren Aksungur: Also known as Dolce Paganne, is an Antwerp-based Turkish artist who crafts surreal, unsettling drawings and paintings. Her work combines both the strange and the mundane, subverting the everyday. Works such as “Pomegrenade,” implement both acrylics and colored pencil on paper.’

Bigbaboli_Şarküteri (192)
Bir deli ile Şarküteri’de karşılaşma

Grafik, illüstrasyon alanında hem atölye, hem de galeri olarak çığır açıcı işlere imza atıyorsunuz, ayrıca bir çok kaliteli yayını raflarda görüyoruz, bunun dışında sanatçıların çizimlerini giyim tarzlarıyla da bir araya getiriyorsunuz. Sınırlı sayıdaki ürünler için kafamızdaki fikir : İnsanların, sevdikleri sanatçılara her fiyat skalasından ulaşabilmeleriydi, bunun için birlikte çalıştığımız sanatçılara sınırlı sayıda sticker, tshirtpin gibi yan ürünler ürettik. Bütün maliyeti Şarküteri üstlendi ve böylece sanatçıların ürün skalalarını çeşitlendirdik ve kataloğumuzu orijinal iş, limitli baskı resim, fanzinstickerpintshirt gibi birçok farklı seçenek ile doldurduk.

Sanatçılara ve koleksiyonerlere, tüm bu ürünler için limit sözü verilmiştir; bu aynı zamanda sanatları üzerinden sınırsız kazanç elde edilmeyeceğinin de bir garantisidir, dolayısıyla galerimizden alınan her ürün koleksiyon değeri taşımaktadır. Tercihin çoğunlukla serigrafi baskı’lar ve sticker’lardan yana olması bizi sevindiriyor, çünkü orijinal parçaların rağbet görmesi sanatçılar açısından da her zaman büyük motivasyon kaynağı oluyor.

Şu an için üzerinde kafa patlattığınız projeler var mı, salgın belası olmasaydı bizi neler bekliyordu ? Salgın olmasaydı yaz sezonuna kadar Ucube Mutaf pop-up sergimiz ve Bülent Gültek‘in hazırlamış olduğu harika bir konsept sergi bizi bekliyordu. Daha sonra tüm yaz boyu kalacak bir ana sergi ve Eylül itibari ile arada yabancı sanatçıların da serpiştirildiği bir takvimimiz vardı. Umarız en kısa zamanda kaldığımız yerden hızla devam edebiliriz.

Eklemek istediğin bir şeyler varsa, lütfen. Bugüne kadar destekleri, katkıları, iş birlikleriyle bizlerle birlikte olan tüm dostlarımızı çok özledik; en kısa zamanda görüşmek dileğiyle, şimdilik hoşça kalın.

Zeynep Zezeah, Nisan 2020

black-beauty-840x599
Lumineh ‘Black Beauty’ 71×50.5cm kağıt üzerine giclee baskı
Bigbaboli_Şarküteri (56)
Lumineh ‘Wild Swans’ kâğıt üzerine tek renk serigrafi
Bigbaboli_Şarküteri (61)
Elif Varol Ergen x İlker Çelen (Uzay Çöpü)
Bigbaboli_Şarküteri (63)
İlker Çelen (Uzay Çöpü) x Burak Şentürk
Bigbaboli_Şarküteri (54)
İlker Çelen (Uzay Çöpü)
Bigbaboli_Şarküteri (55)
Bıyıkof
Bigbaboli_Şarküteri (60)
Dolce Paganne
Bigbaboli_Şarküteri (57)
Bilge Emir
Bigbaboli_Şarküteri (4)
Uczine
02_Zezeah ve Güven Erkin Erkal (2)
Zezeah & Güven Erkin Erkal

for more info and details, don’t forget to take a look at

bigbabolisarkuteri.com


Leave a Reply

Fill in your details below or click an icon to log in:

WordPress.com Logo

You are commenting using your WordPress.com account. Log Out /  Change )

Facebook photo

You are commenting using your Facebook account. Log Out /  Change )

Connecting to %s