
Japonya’da her gün, her çeşit ve renkte milyonlarca manga etrafta uçuşuyor, peki bir zamanlar bizi heyecanlandıran bu durumdan sıkıldık mı ?
Hentai’den, hani şu manga’nın yasadışı -dışkılı, öldürmeli, kusmalı- pornografik tarzından bile mi… İster inanın, ister inanmayın ama neredeyse. Bu alt tür, birkaç senedir canlandırılmayı bekliyor ve bize göre bu ihtiyacı giderecek olan sanatçı Shintaro Kago. Kago, manga’yı kendine özgü tribal deneylere sokuyor. Kendisini kisou mangaka “acayip manga sanatçısı” olarak tanımlıyor ve bir çok alandaki çalışmaları, çizgi romanın yanı sıra bağımsız film yapımcılığı ve oyuncakçılığı da kapsıyor.

Ancak Kago’nun manga eserleri, yaptığı diğer şeylerden çok daha sapkın ve biz de tam bu konuda onunla konuşmak istedik. Tokyo’daki stüdyosunda yaptığımız bu söyleşi yeni çizgi romanı üzerine.
Vice: Eserlerinde çok fazla pislik kullanıyorsun. Çizgi romanlarında ve oyuncaklarında her yerde var bu.
Shintaro Kago: Pislik, hikayelerimde nakarat niyetine kullandığım bir öğe. Bunu işlemeye başladığımda manga dünyasında henüz bunu yapan biri olmadığını farkedip bu temaya eğilmiştim. Ayrıca çizgi romancılar, çalıştıkları dergilerin formatına da uymaya gayret ederler ve o dönem çizdiğim dergilerin çoğu kendine özgü yayınlardı. Pisliğe yönelik şeyler, bok temalı bir manga dergisi için çizmeye başladığımda aklıma geldi. Fakat, dürüst konuşmak gerekirse sürekli bokla ilgili hikayeler bulmak hiç kolay değil, özellikle de aynı zamanda bunları erotikleştirmek.
Dikkat ettiğin herhangi bir asgari koşulun var mı? Mesela çizgi roman başına karşılaman gereken bir bok kotası? Hayır, sadece bok… Temelde, bu bok ve seks çevresinde gelişen kaç hikaye varyasyonu çıkarabileceğin sorunsalı. Aşırı zor. Aslında ilk iki veya üçüncü çizimden sonra bırakmayı düşündüm. Bok ve seks sadece başlangıç noktaları ve bunları halletmedikçe hikayenin kendisi üzerine düşünmeye bile başlayamıyorsun. Ve ben, ana karakter olarak tatlı genç kızları ön plana çıkarmaya çalışıyorum. Sorun bu, fakat yine de Manga’mın yaygın bir okur kitlesi olduğunu düşünüyorum.
Peki ya senin bu tip şeylere cinsel bir eğilimin var mı? Hayır, bu tür aktivitelerde bulunmuyorum, fantezim bile değil, sanatımda kullandığım bir tema sadece ama splatter mizahın hastasıyım.
Seks sahneleri çizerken tahrik olmuyor musun? Robert Crumb’ın kendi çizimlerine bakıp otuz bir çektiğini herkes bilir. Doğrusu seks sahneleri çizmekten pek de tat almıyorum, imkanım olsa uğraşmazdım bile. Ama erotik bir dergi için çalışıyorsanız pek de bir şansın yok. Eğildiğim temalar biraz uç, bu yüzden insanlar özel hayatımda tuhaf şeyler yaptığımı düşünüyorlar oysaki sadece bana sunulan temalar ve ilkeler çerçevesinde sanatını icra etmeye çalışan bir çizgi-romancıyım.

Kendini ‘kisau mangaka’ olarak tanımlamaya ne zaman başladın, nerden çıktı bu?
Birgün öylesine aklıma esti ve kullanmaya başladım, her halde başka biri kullanmıyordur diye düşündüm. Son zamanlarda unvanımı sadece ‘çizgi romancı’dan ‘çizgi romancı artı bir şey’ olarak değiştirip değiştirmeme konusundan düşünüyorum. Çünkü kendinizi sadece çizgi romancı olarak adlandırdığınızda insanlar, sizi sadece bir çizgi romancı zannediyor, bu yüzden farklı bir şey yapmaya başladığınızda ‘Ama sen çizgi romancı değil miydin, nerden çıktı şimdi bu!?’ gibi şeyler düşünüyorlar. Bu yüzden de unvanımda biraz değişiklik yapmam gerekti.
Ama kendini ‘sanatçı’ ilan etmek de istemiyorsun sanırım. Evet, bir işin sanat eseri, yaratıcısının da sanatçı olup olmadığına izleyicinin karar vermesi gerektiğine inanıyorum. Ayrıca Manga geleneklerinin ötesine nasıl geçebilirim, çizim veya gerçek fotoğraflarla kolaj yaparak manganın gelişmesine nasıl katkıda bulunabilirim diye uzun zamandır düşünüyorum.
Şimdi yaptığın anlamda manga çizmeye ne zaman başladın? Lise döneminde muhtemelen, Manga kulübündeydim, o zamanlar çizdiğim çoğu şey neredeyse tamamen kara mizahtı ve çok da ciddi şeyler değildi. Fakat aynı sınıfta ciddi vanilla gag çizgi romanları çizen bir çocuk vardı; belki de buna tepki gösterdiğim için tam tersi bir yola girdim.
Bizim için yaptığın çizimlerde sürekli sabit bir boyut ve çerçeve kullanıyorsun, diğer çalışmaların için de bu geçerli, niçin? Günümüzde çoğu manga, çeşitli boyut ve çerçeve şekllerine izin veriyor. Çünkü her sahneye eşit düzeyde çalışıyorum ve belli bir çerçeveye bilinçsiz bir şekilde ağırlık vermiyorum. Bazen gag’larda kullanabileceğim çerçevelerin sayısını sınırlandırmak en iyisi oluyor, mesela tek çerçeveler veya geleneksel dört çerçeveli çizgi roman stripleri gibi. Sanırım çok ortada olmayı da sevmiyorum ve o şişirilmiş çerçevelerin pazarlamaya yönelik olduğunu düşünüyorum.

Yeni konular bulmakta zorlandığın oluyor mu? Evet, eğer yapılan iş bir diziyse, bazen tıkanma yaşanıyor, kaldı ki ben, çoğunlukla sonu olan kısa öyküler çizmekten yanayım. Bu bile bazen zorluyor, eskiden daha kolaydı ama bugünlerde maalesef aklıma hiçbir şey gelmiyor. Geçmişte bir kenara koyduğum şeyleri bile kullandığım oluyor, ayrıca istediğim her şeyi çizmeme izin verecek çok da dergi yok maalesef. Yayın presipleri olan ciddi dergiler için çizdiğim zaman iş daha da zorlaşıyor. Cotton Comic isimli bir erotik manga dergisi benim vahşi hikayelerimle sayfalarında dolaşmama izin verdiklerinde yaşanan bazı tatsızlıklar, gerçekten canımı sıkmıştı. Ama bence bu tür dergilerin nesli tükenmek üzere. Tuhaf erotik dergi Flamingo gibi soft-porn manga dergilerin bile önümüzdeki süreçte çok tutacağını düşünmüyorum. Benim gibi manga sanatçıları için işler daha da zorlaşacak.
Peki ya birisi sana ‘ne istiyorsan çiz’ derse ne yapardın? Aslında bu daha zor olurdu, çünkü bir yayın için belirli kural ve temalara uymak durumunda olduğunda az çok işin ne yöne doğru gideceğini kestirebiliyorsun. Tamamen özgür olduğunda ise yaratıcılığına garip bir şekilde ket vurulduğunu hissediyorsun. Belli sınır veya kısıtlamalar olduğunda ise ifade alanın zenginleşiyor. Seks sahneleri geniş alan kapladığı için fikirler azaldığında çok işe yarıyor. Sayfaları doldurmam gerektiğinde ve aklıma bir şey gelmediğinde hikayenin orasına burasına sık sık acayip seks sahneleri sokuyorum.
Söyleşi ve fotoğraf: Tomokazu Kosuga
2 Şubat 2008 vice magazine
Türkçesi: Erman Akçay
for Shintaro Kago books: Hollow Press