
Ş O V
Emre Varışlı
2016
Yazar’ın üç duvarlı odası ormana açılıyor. Manzara National Geographic. Yeşilin bitiminde hemen bir göl başlıyor. Göle yansıyan ağaçlar. Pastoral bir cehennem. Yazar dalıp gitmiş ve kamera hemen sırtından dolaşıp, önüne geçiyor, yüze yakın plan!
Koyu kahve takım içinde, kravatı pis ve buruşuk. Yeşile bakıyor. Mimiksiz. Kamera uzaklaşıyor. İnsan kendine en son rastlıyor. Bazıları için romantik doğadaki bok kokusunu Yazar hissetmez. Sadece yalın ayak durur ve ona yaklaşmaya götü yemediği için, tüm temkiniyle bakar. Gözleri yaşarıncaya kadar açık, gözleri akıncaya kadar açık, gözleri kendi gözleri olmayana dek açık. Bir kadın olduğunu unuturcasına ve bir erkek olduğunu unuturcasına, pigmentler akarken, yağmur beklenirken, kamera kayda devam ediyor. Odadan çimlere uzanan kablo yığını. Küçük elektirik kaçakları ve çıtırtılar. Böcekler gibi. Yazar geri çekiliyor ve üç duvarlı odayı geçip, diğer odaya dalıyor.
Ahşap döşemeli bir 90’lar faciası. Aplikler ve loş ışık içinde oturan çekirdek aile. Baba elit ve ayrı yıkanan temiz ev gömleğiyle çayını içiyor. O sırada araya porselen tabak seti, kadın pedi, çamaşır suyu ve meşrubat reklamı alınıyor. Bir erkek çocuk, üzerinde siyah bir pelerin var. Kamera kayıtta. Oğlanın yüzüne yakın plan. Oğlan az önce ağlamış ve şimdi mimiksiz şekilde kendi çükünü düşünüyor. Karşısında oturan üvey annesi tarafından tacize uğrayarak geçen geceler. Televizyonda üvey annenin taciz görüntüleri dönüyor. Ailecek çaylarını içip izliyorlar. Babanın yüzündeki tebessüm kocaman bır yarığa dönüşüyor. Yazar tam ortalarında, aile bireyleri onu başlarıyla, sakince, oturaklı, ölçülü bir şekilde selamlıyorlar. Kamera kaydediyor ve kablolar, müthiş el dokuması yeşil halının üstünde geziniyor.
biz kadınlar ve erkekler
sigaralarımız yakıp güzel kıyafetler giymeyi
kur yapmayı, götleri,
birbirimize ait olmayı bedenen devletler oluşturmayı
devlete ait olmayı, faturalanmış bir akış sağlamayı
imzalı parasal seçimleri, şarküteri alışverişlerini
kırmızı ruja sadık kalmayı, azıcık resmi giyinmeyi
ama asla fazla resmi görünmemeyi, bacakları, kalpleri
suratları tıraşlamayı, aynı yerlere sıçmayı, sıvalı duvarlar
arasında alt alta olmayı, üst üste olmayı, seks oyuncaklarını
akrabanın altın dişini, sik sıvazlamayı ve göt parmaklamayı
sulanmış amcıkları, cenaze evi için yemek pişirmeyi, azıcık sanattan anlamayı
haberlere bak-mayı,Pazar kahvaltılarını, hayvanat bahçelerini
iyi havalandırmayı, gay barları, hetero barları, mini barları
manik arkadaşlara üzülmeyi, ormana gidip fotoğraf çektirmeyi
doğa yürüyüşlerini, zencilerden bahsetmeyi, uzay açılarını
şişman çocukları, zayıf çocukları, uyuşturucuyla mücadeleyi,
terörle mücadeleyi, herhangi bir şeyle mücadeleyi
rus klasiklerini ve dini bayramları çok severiz.
Dış ses susuyor. Aile salonundan çıkılır. Kapıdan çıkarken kısa bir plan alınır. Kamera sırttan takibe devam eder. Yazar üçüncü odaya girer. Küçük bir ofis. Fotokopi makinası ve bilgisayarlar. Genç bir kadın Yazar’ı gördüğünde alt dudağını ısırır. Masanın altından bacaklarını birleştirip sıkar ve kamera bunu çoktan kaydetmiştir. Klima sesi. Klavye sesleri. Yazar mimiksiz.
Yeni başlayan aksiyon dizisi reklamı. Patlayan bombalar, havaya uçan arabalar ve silikon memeli tehlikeli kadınların macerası. Ter, erkeklik, tam otomatik silah, gece elbisesi, jartiyer. Yakın plan. Yazar’ın buruşuk deri üstünde gezinen göz yaşları. Kızın eline bacak arasına kayıyor ve kamere takipte. Asla tepki vermiyor. Adam fermuarını açıyor ve aletini salıyor. Ofisin ortasında otuz bir çekmeye başlıyor. Akan zevk sularına yakın plan. İçeriye sızan güneş ışığıyla parıldayan damlalar. Şakaktan akan ter. Beyaz ofis. Beyaz kadın. Apış arasında gezinen kırmızı ojeli yalanmış parmaklar.
dış ses:
insanın ne olduğu yüzünden anlaşılmaz
insan yüzü bir sapmadır
hayvan yüzü doğrudur
Kamera havalanıyor. Birbirine bağlı üç oda tepeden görünüyor. Uzaklaştıkça bir yıldıza
dönüşüyor.
Yazar o sırada ilk odadan, baştan başlıyor.

Factors Which Threat Our National Security
Emre Varışlı, 2016
Translation from Turkish to English by Deniz Cansever
what on earth you are looking for – with a rifle, getting away from some foggy place with a camera on your hand, hostages corrupted by a company which won’t let us take a nap under the midnight peacefully, just jerk off
when priests are kissing boys in their eyes, drain the semen.
When the boys start to kiss your padishah-eyes, just jerk off
when you see a robot movie, just jerk off
I’m not a martyr…
I didn’t mean to be a religion for you…
I’m not one of your militants…
I just wanted you to stroke my feathers…
I’ve left the company behind me
Turkey was moving, I had to get rid of my clothes – this country is really moving, before my third eye turns into a piece of art, I have to get rid of my eyes… you’re organizing permited protests, paying some money for damned books, with foods and smartness, with travelings, with bills, with hearses that you’re occuiped with doing. You’re just a civilized man who’s waiting for a nippy. Whereas the Nuclear planet is sooner, with parasites and you can hare the noises of electric crahes if you try to be fucking quiet for a while, neutralize your mind, hey, where is the mid-asian prophet, just tell me where the hell is that mid-asian prophet, a murder in the mid-october, a confusion in the mid-october, rise and fall for everyone, start to worshiping right through the crimson trees, reversed goat of the company, blood spots all over the snow-white and smooth walls of the company, a rusty machine in the middle of the company’s womb, the company, polytheism, shit nappies all over the illuminated panels., what on earth they are looking for – with a rifle, while young-dead-naked fleshs was crashing to the streets, the drum is blessing you, the rumbling devices knows that you’re really looking for, i wish that the company kills you as soon as possible, while the young-aged-bodies was crushing to the cold stone…
the bare sound of dead-naked fleshs – like a market property -do you ever realize that young-naked-fleshs are just about to loose their purchasing power – do you ever realize that young-naked-fleshs won’t be able to make your economy great again dead-naked-fleshs won’t be able to buy a damn car which was on that commercial anymore- dead-naked fleshs won’t be able to work like 20 hours – young-naked-fleshs won’t be able to follow your damn pioneer company – you’ve taken the right of police chasing from the dead-naked fleshs – dead-naked fleshs won’t be apply to the ministry of health for quit smoking anymore – you’ll not let dead-naked fleshs to watch some porn young-dead-naked fleshs won’t be able to see season off sales – dead-naked fleshs won’t lose weight healthy, dead-naked fleshs won’t be settled and get bussy with organic farmery – dead-young-naked fleshs won’t get the Italian food and it’s marvelous tastes – dead-naked fleshs can’t have a coffee and try to work at the same damn time – dead-naked fleshs won’t be able to try your new medicines – dead-naked fleshs can’t go and pray during holy friday anymore – dead-naked fleshs won’t follow the collumns anymore – dead-naked fleshs won’t participate to the customer satisfaction survey -dead-naked fleshs
sunny lands
my pants sticking to the ass, drenched
it’s not some sweat beacuse of working hard
just dust
looking for the dead spawn just came
looking for the dead spawn
on the land of Anatolia, looking for the dead spawn anatolian dead spawn thedeadspawnofanatolia just came for love
and to kill somebody

Milli Güvenliğimizi Tehdit Eden Unsurlar
Emre Varışlı, 2016
Elinde tüfekle neyi arıyorsun, elinde kamerayla sisin içinde uzaklaşıyorsun, şirketin elinde rehinler
bizi gecenin altına yatırmayacaklar, meniyi boşalt
padişah gözlerinden oğlanlar öperken, meniyi boşalt
robot filmleri izlerken, meniyi boşalt
ben sana şehit değilim
ben sana din olmadım
ben senin militanın değilim
ben senden tüylerimi okşamanı istemiştim
tüylerini okşamak istemiştim
şirketi arkamda bırakmıştım
Türkiye hareket ediyordu, giysilerimden kurtulmalıydım – bu ülke hareket ediyor, üçüncü gözüm bir sanat eserine dönüşmeden önce, gözlerimden kurtulmalıyım
izinli gösteriler yapıyorsun, birkaç kitaba para ödüyorsun, yemekler ve zarafetler içinde, seyahatlerle faturalarla cenaze arabalarıyla meşgul oluyorsun. Garsonu bekleyen bir medenisin. oysa Nükleer gezegen yakında, parazitlerin ve elektrik çakımlarının sesini duyabilirsin biraz sessiz olursan, aklını toprakla, orta asya peygamberi nerede, bana orta asya peygamberinin yerini söyle, ekim ayında bir cinayet, ekim ayında bir kargaşa, yükselmiş ve düşmüş herkes için, kıpkırmızı ağaçlara tapmaya başlıyoruz, şirketin ters keçisi, şirketin beyaz pürüzsüz duvarında kan lekesi, şirketin rahminde paslı makine, şirket, şirk, şirketin ışıklı panosuna dolan bok sinekleri.. onlar tüfekle neyi arıyorlar, genç ölü çıplak etler sokağa çarparken, taşa çarparken, sen ne yapıyorsun, bir heykelin altında duruyorsun, oryantal bir heykel seni koruyor, davul seni koruyor, gümbürdeyen aygıtlar senin ne istediğini çok iyi biliyor, şirketin seni gebertmesini diliyorum, genç ölü bedenler soğuk taşa çarparken..
ölü çıplak etlerin sesi – pazar malı gibi – genç çıplak etlerin alım gücünü kaybettiğini biliyor musunuz – ölü çıplak etlerin ekonomiye artık can veremeyeceklerinin farkın mısınız – ölü çıplak etler reklamını yaptığınız o arabayı alamazlar artık – ölü çıplak etler artık yirmi saat çalıştırılamayacaklar – genç çıplak etler yurt dışı tatillerinde öncü firmanızı takip edemeyecekler – ölü çıplak etlerin polis tarafından kovalanma hakkını ellerinden aldınız – ölü çıplak etler sigarayı bırakmak için bakanlığınızdan yardım alamayacak – ölü çıplak etlere porno izletemeyeceksiniz – genç ölü çıplak etler mağazanızın sezon indirimden yararlanamayacak – ölü çıplak etler sağlıklı kilo veremeyecekler, ölü çıplak etler köye yerleşip organik tarım yapamayacaklar – ölü genç çıplak etler İtalyan mutfağının eşsiz tatlarını deneyemeyecekler – ölü çıplak etler kahvesini yudumlayıp çalışamayacaklar – ölü çıplak etler yeni ürettiğiniz ilaçları deneyemeyecekler – ölü çıplak etler cumaya gidip dua edemez artık – genç ölü çıplak etler köşe yazılarını takip edemeyecekler – ölü çıplak etler müşteri memnuniyeti anketlerine katılamayacaklar – ölü çıplak etler
tüfekle ne arıyorsan – bırak… ölüm bir şeydir, sıklıkla istenen bir şey, embriyonik gelişim, kurtuluş marşları, ben yaz akşamları kimin elini tutup filmlere, korkunç sokaklara gideceğim
bu aşk saatinde arazilerdeyim
güneşli arazilerdeyim
pantolonum kıçıma yapışıyor sırılsıklam
alnımdan emek teri akmıyor
toz toprak
Ölü dölü bulmaya geldim
buraya geldim
ölü dölü bulmaya geldim
Anadoluda ölü dölü bulmaya
anadolü ölü dölü anadolüölüdölü
geldim
bir şeyi sevmeye
bir düşman kazanmaya
