
‘Black Artery’, bir mahlastan ziyade sanat projelerine verdiği genel bir isim. Siyah’ın tutkunun rengi olduğunu, Atardamar’ın ise ruhumuz ve karanlığımız arasındaki organik bağ olduğunu dile getiriyor,
gotik bir kız olduğuna dikkat çekiyor ve ekliyor:
Üç sene boyunca Georges Méliés’de 3D çizgi film okudum, ancak sonunda bölümümü değiştirdim ve pasta şefi oldum. Birkaç sene boyunca pek bir şey çizmedim ancak ardından yarı-zamanlı çalışmaya ve tekrardan sadece kendi zevkime göre sanat yapmaya karar verdim. Ünlü olmak, zenginlik ve pahalı şaraplar içinde boğulmak hiçbir zaman umrumda olmadı. Sadece çizmek istiyorum, bazen de yayınlanmak ve eğer mümkünse bir yerlerde sergilenmek. İşimi (şu anda barista olarak çalışıyorum) seviyorum ve sanat için bu işi bırakmak niyetinde değilim. Ayrıca bu iş benim insanlarla ve gerçeklikle bağlantı kurmamı da sağlıyor. Biraz utangaç olduğum için sosyalleşmeye ihtiyacım var.

‘Black Artery’ is more the name of her global project than a pseudonym. She says: “Black is the color of passion and Artery, the organic link between our darkness and souls.”
she also points out that she is a gothic girl and adds:
“I studied 3D cartoon motion at Georges Méliés school for three years but finally I changed and became a pastry chef . I couldn’t draw seriously for a few years then I decided to work partially and make art again for my own pleasure. I don’t want to be famous and drowning in money and expensive wines. I just want to draw, be published in somewheres and exhibit my works where they’re possible. I really like my job (as a barista now) and I don’t want to quit everything for art (also… I have bills to pay huhu!). This job helps me to stay connecting with people and reality. I need social stuff because I’m very shy.”

Sanatıma gelirsek, soyut çizgi romanlar, ezoterizm ve düşler arasında gidip geliyorum. Tam olarak nasıl tanımlayacağımı da bilmiyorum. İnsanların beni çizimlerim aracılığıyla görmelerini; kendilerini bu organik, düşsel manzaralarda kaybetmelerini ve yeniden bulmalarını istiyorum. Benim için çizmek açıklanamaz bir şeyin cevabı. Birileri sanatımı ‘hissettiğinde’ gerçekten mutlu oluyorum. Ortak bir gerçekliği paylaşıyoruz ve bu harika bir şey.
Mitoloji, Simya, Anatomi, Doğa ve İnsan Zihni’nin başlıca ilham kaynaklarım olduğunu söyleyebilirim.
Gençken Stéphane Blanquet’in sanatını keşfettim ve aklımı başımdan aldı; bana gerçekten ilham verdi. Bir şeyleri algılamamda yardımcı olmasının yanı sıra kağıt üzerindeki hislerimde de belirleyici oldu. Zihnimi besleyen diğer sanatçılardan bazıları ise Moebius, Druillet, John Martin, Gustave Doré ve William Blake. Son zamanlarda Kilian Eng ve Denis Forkas’ı da bu listeye ekleyebilirim.
Türkçesi: Özlem Sakin

About my art, I think it swims between abstract comics, visions, esoterism and dreams… I don’t really know how to define it. I want people to see me with my drawings and also I want them to project themself in my organic, fluffy googly landscapes. For me, drawing is an answer to something we can’t explain. I’m so glad when someone « feel » with my art. We’re sharing a sort of reality. It’s a sort of connection and It’s wonderful!
Mythology, Alchemy, Anatomy, Nature, Human mind are my main sources of inspiration usually. I discovered Stéphane Blanquet’s art when I was younger and it completely blew my mind. He influenced me a lot. He was like, an answer to my perception of things and it helps me a lot to be more specific about my feelings on the paper.
Others great artists feed my brain like Moebius, Druillet, John Martin, Gustave Doré or William Blake and so many more. Recently Kilian Eng and Denis Forkas bring their own stones to my creativity .
Sergiler / Exhibitions
Journée Internationale de la gravure, 2017
Cantada Bar, Solo Show « Black Artery » 2017
Bar Planéte Mars, soirée de lancement festival Bdciné, duo show « Noyade Nocturne »2018
Solo Show, « Météore », à l’Openbach, 2018
Print is Bach, prints market, collective, galerie de l’Openbach, 2018
Marché des Créateurs, galerie de l’Openbach, collective, 2018
Yayınlar ve fanzinler / Books & zines…
Le Bateau « Cuir », 2017
Dead Panini Cards numero 97, pack 9, 2017
Banzai- Horror, Mad Série, 2017
Mélancolie Musculaire zine, auto édition, 2017
Peau, Croûte et zone humide, Chambre pâle n°4, 2018
Le Bateau « Vices », 2018
Apocalypse, Karbone Collective, 2018

Marine Perraudin Paris’te yaşıyor ve çalışıyor.
Marine Perraudin is living and working in Paris.