Tyler Durden vS. Emma Bovary

Graff. by Gök – İstanbul 2024

1900’ler, modern yaşamın vaat ettiği uçarı zevklere özlemle bakan, taşranın boğucu atmosferinden kurtulmaya çalışan unutulmaz kadın karakterlerin hîkâyelerini içeren romanlarla hafızalarda yer etti. “Madame Bovary” ve “Anna Karenina” bu tür romanların en bilinenleri arasındaydı. Geleneklerin ve yavaş yavaş gelişmekte olan tüketim kültürünün arasında arafta kalmış, sıkışmış ve sıkılmış, rotasını belirlemekte zorlanan, unutulmaz kadın karakterler bu dönemde yaratıldı.

21. yüzyıl ise -özellikle Batı toplumlarında- dijital kültürün, kafa emeğinin ve esnek çalışma normlarının egemen olmasıyla birlikte erkek kimliğine dair her şey aşındı, erkek olmanın eskiden sahip olduğu anlam ve değer kayboldu. Bu durum edebiyat dünyasına da yansıdı, tabii ki. Chuck Palahniuk, Irvine Welsh, Nick Hornby, Tibor Fischer başta olmak üzere, pek çok yazar postmodern iklimde çaresizlikten kıvranan erkeklerin hikâyelerini romanlarına aktardılar, onları kurguladılar.

Onun için günümüz edebiyatının unutulmayan, etkileyici bütün karakterleri erkeklerden oluşuyor. Yani has edebiyat, tedavülden düşen, yükselen değer olma vasıflarını yitirmiş, bunalımlı kesimlere yöneldiğinde işlevini yerine getirebiliyor. Dolayısıyla zamanın ruhunun sembolü artık Emma Bovary değil Tyler Durden’dır.

Gökhan Gençay / Uyumsuzlar 2024