İpek Görgün: Aphelion, Ecce Homo & Perfect Lung

İpek Görgün ‘Red Bull Music Academy Tokyo’ 2017

En önemli kıstas müziğinizle beraber samimiyetiniz. Ne kadar iyi müzik yapsanız da öncelikle samimi olduğunuzu, kendiniz olduğunuzu hissettirmeniz gerekiyor. Bu nedenle kendiniz olun ve olduğunuz şeyden taviz vermeyin.

Red Bull Music Academy’ye dahil olmanın faydaları var evet; ama bu faydalara odaklanmaktan ziyade önceliği gerçekten işin mutfağını öğrenmeye ve iyi vakit geçirmeye verin. Oraya dünyanın dört bir yanından bir sürü müzisyen, yapımcı, medya ekibi, teknik ekip ve sanatçı geliyor. Böyle bir ortamda ‘önce kariyer’ derseniz oradaki asıl güzelliği kaçırırsınız. İnsanlara ‘bağlantı’ gözüyle bakmayın, arkadaşlık diye bir şey var, öğrenmeye ve paylaşmaya odaklanın.


İpek Görgün ‘Martyrs’ Aphelion / 2017 Touch Music

İstanbul’lu deneysel elektro-simyacı İpek Görgün’ün “Aphelion” adlı albümünden “Kairos” isimli parça, bizleri seslerin iç uzayında keşfedilmemiş bölgelerde bulunan, izole ve genellikle yalnız tonları inceleyen enfes bir keşif yolculuğuna çıkarıyor. Astral Social Club ve genç Pimmon hayranlarının aşina olduğu bir işitsel yörüngede seyreden Görgün, bu albümde drone, noise ve glitch unsurlarını bir araya getirerek, hem ürkütücü hem de çekici bir uzama erişen psikotropik bir mutant süit yaratıyor. Burada kristal tınılar ve glitch kabarcıkların vızıldayan ışıltısı uzanıyor ve oluşturduğu zıtlıkla salınan metalik mırıldanmalar, titrek gümüş rengi hayaletimsi yeraltı uzay manzarasını şekillendiriyor. the sunday experience


İpek Görgün ‘Seneca’  Ecce Homo / 2018 Touch Music

Touch Music tarafından yayınlanan Ecce Homo ile Görgün, güzellik ve bozunma, ilerleme ve gerileme, iyilik ve kötülük arasında gidip gelen insan tabiatından yola çıkarak, ruhun farklı yönlerini, insan davranışlarını ve varoluşu üzerine kendini sorguluyor.

2014 Red Bull Music Academy sonrası prodüktörlüğünü kendi üstlendiği albümü Aphelion’u (2016) yayımlayan müzisyen ve fotoğrafçı İpek Görgün, daha sonra Egyptrixx olarak bilinen Kanadalı sanatçı Ceramic TL ile işbirliği yaptı, ve onun yüksek çözünürlüklü elektronik müziğine uygun ses tasarımlarıyla dikkat çekti. Sonuç, Perfect Lung albümündeki sekiz parçayla takdire sunuldu. Albüm, ismindeki keskin, acı ironiden yola çıkarak ekolojik-kaygı ve son yılların sanatsal üretimlerinde iyice içselleştirilen distopyalara kadar köklü anlatılarla birlikte çağdaş temaları da ele alıyor.

Bugün, İstanbul Teknik Üniversitesi’nde Ses Sanatları alanında doktora eğitimini tamamlayan Görgün, kavramsal odağını Perfect Lung’da ortaya koyduğu ekopolitik yansımaya paralel farklı bir soruyla yeniden karşımıza çıkıyor, ve bu sefer ontolojik nitelikte bir soruyla. Yine Touch Music tarafından yayınlanan Ecce Homo ile Görgün, güzellik ve bozunma, ilerleme ve gerileme, iyilik ve kötülük arasında gidip gelen insan tabiatından yola çıkarak, ruhun farklı yönlerini, insan davranışlarını ve varoluşu üzerine kendini sorguluyor. Bu kavramsal evren, Ecce Homo’yu tamamıen ele geçiriyor ve onu rahatsız edici, dolaşık, zehirli sarmaşıklar (“Afterburner”, “Tserin Dopchut,” “Knightscope K5”), huzursuzlukla dolu bir çoraklık (“Neroli,” “Seneca”) ve deforme kayıtlar (Le Sacre’nin sahnesinde saldırıya uğrayan cıvıltılar veya komplo teorisyeni Alex Jones’un sesini bozan Bohemian Grove’un ses memesi) arasında gidip gelen, rahatsız edici, tuhaf, hareketli ama huzuru kaçmış bir evrene dönüştürüyor. Özellikle, bileşenleri birbirine bağlayan ve ayıran bir drone olan kapanış parçası “To Cross Great Rivers” ise ayrı bir parantezi hakediyor; ama aynı zamanda bu albüm, sanatçının Fact dergisine verdiği röportajda da belirttiği üzere, dünyayı kontrol etme, anlama ve şekil verme konusundaki bitimsiz insan hülyasına bir övgü niteliğindedir.

Bazen somut müzik deneyi gibi soyut, bazen ayrıntılı olarak tanımlanmış, sanki günümüz yüksek teknolojili elektroniklerinin bir varyasyonuymuş gibi yarı saydam olan Ecce Homo, o kadar dağınık ve kafa karıştırıcı bir albüm ki, sanatçının son çalışmasında, yukarıda anlatılan çeşitli kutuplar arasında aşırı bir belirsizlik olduğunu görmek de mümkün. Elbette, bu albümün lehine bir nokta olsun ya da olmasın, Touch Music markalı albümlerin alışılageldiği türden bir albüm olmadığının da altını çizmekte fayda var. Davide Ingrosso / The New Noise


Görgün 2017

İPEK GÖRGÜN

SİMYACI


Leave a comment