
Düşsel görüntüler ve erotik fantaziler Gerçeküstücülerin malzemeleriydi. İmgelerin özgür çağrışımları, farklı nesnelerin anlamlı biraradalıkları ve sanattaki hareket serbestliği unsuru ile ilgilenen ressamlar için kolaj en uygun teknikti. Kübistler ve fütüristler onun son derece önemli bir sanat türü olduğunu ileri sürmüşler. Alman ve Rus Dışavurumcularla Avrupa’nın her yerindeki Dadaistler yeni güçler yüklemişler ve kolaj türü, Gerçeküstücüler (pek çoğu daha önce Dadaist olan) arasında önemli bir yer edinmiştir. Max Ernst genellikle bu türün en ateşli savunucusu olarak tanınır.
Ernst, 1891 yılında Rhineland’de doğmuştur. Kendi kendini yetiştirmiş bir ressamdır. Jean Arp ile tanıştığı 1913 yılında çalışmalarını Cologne’de sergiliyordu. Yakın bir gelecekte Zurich’de Dada’nın kurucusu olacaktı. Ernst, 1919 yılında Dada’nın Cologne temsilcisi oldu ve aynı yıl posta ile sipariş edilen bazı kataloglardaki imgeler ilgisini çekmeye başladı. 1922 yılında Paris’e taşındı ve daha o yıl bitmeden büyük şair Paul Eluard ile işbirliği içinde iki eser yayımladı. Une semaine de bonté ile doruğa çıkan kolaj kitapları serisinin başı; Répétitions (Tekrarlar) ve Les malheurs des immortels (Ölümsüzlerin Kederi) Diğerleri; La femme 100 tetes (100 Başlı Kadın) (1929), Réve d’ııne petite fille qui voulut entrer aıı Carmel (1930). Ernst, kolajlarında boya ve farklı pek çok malzeme kullanmıştır. Yapıştırma eylemi her zaman yaratımının bir bölümü değildi, fakat Ernst bu yayımlarda sadece eski kitaplar ve kataloglardaki resimleri kesip yapıştırma eylemine bel bağlamıştır. Boyama işlemiyle katmanları örtmüş ve sonuç inanılmaz bir şekilde etkileyici olmuştur.
Une semaine de bonté sanatçının 1933 yılında İtalya’daki dostlarını ziyareti sırasında üç hafta içinde bitmiştir. O yıl Nazi’lerin Ernst‘in çalışmasını kınamalarına dair memleketinde yaşadığı talihsiz olaylar bu kolaj tarzı ‘roman’a hakim olan felaket atmosferini açıklıyor olabilir.
1934 yılında Semaine beş kitapçık halinde çıktı. Beşi de George Duval tarafından matbaada basıldı ve baskılar Jeanne Bucher tarafından 828 takımlık sınırlı bir baskı ile Paris’te yayımlandı. Mor kağıt kapaklı ilk kitapçık ‘Pazar’ achevé d’imprimer (matbaadaki baskının tamamlandığı tarih) 15 Nisan, yeşil kaplı ikinci kitapçık ‘Pazartesi’ 16 Nisan, kırmızı kaplı üçüncü kitapçık ‘Salı’ ile mavi kaplı dördüncü kitapçık ‘Çarşamba’ 2 Haziran ve haftayı tamamlayan sarı kaplı beşinci kitapçık ise 1 Aralık tarihlidir.

Ernst en eski kitaplarında genellikle ayrı ayrı pek çok parçadan tamamen yeni sahneler yaratmış, fakat Une semaine de bonté‘nin büyük bir kısmı için temel olarak, tamamlanmış, var olan illüstrasyonları (onları yapıştırma ilavelerle değiştirerek) kullanmıştır. Onun temel resimleri çoğunlukla, on dokuzuncu yüzyılın sonlarına ait kitap ve süreli yayınlarda bol bol rastlanan popüler Fransız nesir edebiyatının diğerlerine göre kaba ve genellikle renkli ahşap oyma illüstrasyonlarından oluşuyordu. Muhtemelen böyle bir edebiyatın konusu ihtiras dolu aşklar, crimes passionnels (tutku suçları), sonradan ortaya çıkan hapsolmalar ve infazlar (giyotinle), zengin ve yoksul arasındaki nefretler, kıskançlıklar olurdu; Eugéne Sue ve Emile Zola‘nın ikinci dereceden evlatları. Ernst İtalya’ya olan yolculuğunu, yanında içi böyle sayfalarla dolu bir bavulla yapmıştı.
Sanat tarihçisi Werner Spies temel resimlerden üçünü (20., 160. ve 170. sayfalar) Jules Mary‘nin 1883″te yazdığı Les damnées de Paris adlı romanından teşhis etmiştir. Dostlarının İtalya’daki evine giderken Milan’da durup orada bir Doré sayısı (‘Cour du Dragon’ serisinde kullanıldığı söylenir) aldığı da bilinmektedir. Bu resimlerde elementleri ustaca kullanarak kahkaha ve korkunun gizli pınarlarından yararlanan hayaller alemine dair bir ‘roman’ yaratmıştır.
Ernst’in ‘Merhamet Haftası’ aynı zamanda dil ve kavramlardan oluşan bir kolajdır. Geleneksel, ölümcül yedi günah yerine (pêchês capitaux), ölümcül yedi elementimiz (éléments capitaux) bulunmaktadır; Ernst’in elementlerinin ikisi, su ve ateş geleneksel dört günaha aitken, bize yedi element sunar ve bunların beşi alışılmışın dışındadır. Elementlere ait ‘örnekler’in oldukça değişken oldukları görülür, fakat yine de ince zeka ürünü bazı ilişkiler bulmak mümkündür. Eserin her bir bölümü bir Dadaist ya da Gerçeküstücünün (Ernst’in dostları Arp ve Eluard; Tzara, Dadaizmin yarı kurucularından Breton) yazılarından ya da Gerçeküstücülerin sonradan kabul gören atasından (Jarry, Ubu roi‘nin on dokuzuncu yazarı) alınma özet niteliğinde kısa sözlerle başlar. Her bir parça başlık veya metin Fransızcasının bulunduğu sayfanın arkasına İngilizce olarak tercüme edilmiştir.

“Ermin oldukça pis bir hayvandır. Özünde son derece değerli bir yatak çarşafı olmasına karşın çarşaflarını değiştirme şansı olmadığı için temizleme işini diliyle gerçekleştirir.” (Alfred Jarry, l’amour absolu)
‘Hafta’ya (Pazar ile) başlar başlamaz, çamur ‘element’inin örneği olarak Belfort Aslanı İle karşılaşırız Bu Frederic Auguste Bartholdi (Dünyayı Aydınlatan Özgürlük eserinin heykeltıraşı) tarafından yapılan ve Fransız-Prusya savaşından sonra doğu Fransa’daki Belfort kasabasına dikilen vatansever bir heykelin adıdır. Ernst’in ‘roman’ının bu bölümündeki pek çok figürün başları aslan başıdır (Ernst’in hayvani insanların yaratılışındaki en ünlü atası, Gerçeküstücüler tarafından fazlasıyla saygı gören Fransız ressam Grandville‘dır, 1803-1847).



Pazartesi‘nde, su ‘element’i her resmi istila eder, olayın geçtiği yer bir yatak odası ya da şehrin caddesi olabilir: endişeli bir düş hali ve belki de Nuh tufanına bir gönderme.

” D. – Ne görüyorsun?
R. – Su
D. – Bu su ne renk?
R. – Su renginde. “
(Benjamin Péret, endormi)



Salı‘da büyüklü küçüklü ejderhalar (ara sıra yarasalar ve yılanlar) mevcuttur, veya insanların sırtında kanatlar belirir. Odaların duvarlarında asılı duran resim çerçevelerinde Grandville‘i anımsatan tuhaf ayrıntılar bulunur. Paris’te Cour du dragon önceden Rue du dragon’a açılırdı (St. Germain des Prés ile St. Sulpice arasında) Ernst’in İtalya’daki ev sahiplerine ait şömine rafının üzerinde St. George’a ait sıradan bir ‘eski usta’ resmi ve bir ejderha bulunuyordu. Ernst orada kaldığı sürece onun yerine yenisini yaptı. Muhtemelen bu ejderha Semain‘dekilere ilham kaynağı olmuştu.
Çarşamba’da kan ‘element’inin ‘örnek’i Oedipus’tur. Bu, evliliği kan bağı ile alakalı en korkunç tabuyu yıktığı için değil midir? Eluard’ın özlü sözleri ‘anne’ ile ilgili olarak Oedipus efsanesiyle bağlantılıdır. Diğer özlü söz bir şikayetin (compleinte), kötü bir suçu ya da felaketi anan popüler bir tür baladın özetidir. Yayın kataloglarında basılan ve katalogları pazarlayan sokak şarkıcıları tarafından söylenen şikayetler (compleintes) Ernst‘i Une semaine de bonté‘de kullandığı illüstrasyonlara ait satırlarla eşdeğerdir. Bu bölüme ait sayfalardaki en önemli figürlerinde kuş kafaları; vardır; Ernst, kendisine vahiy getiren Loplop adında kuşkafalı bir ziyaretçisi (resimlerinde sık sık betimlediği) olduğunu iddia etmiştir. Yine Oedipus ile alakalı olan Sfenks küçük bir görüntü sergiler.


‘Horoz’un Kahkahası’nda her resimde en azından bir adet horoz ya da horoz başlı bir yaratık görünmektedir ‘Paskalya Adası’ndaki pek çok figürün kafası o güneydoğu Pasifik adasında bulunmuş putların taştan kafaları gibi şekillendirilmiştir.
‘Görünebilir Üç Şiir’ eserin en soyut bölümüdür ve çok sık ortaya çıkan birtakım esinler içermekledir. Eluard‘ın özlü sözleri kitabın tamamı için en iyi şekilde vecize görevi görebilir: “Ve yaratılacak olan imgelerin yerine hazır imgeleri sevmeye itiraz ediyorum.” (Ernst ve Eluard 1947 yılında ilerdeki “görünebilir şiirler’i basmışlardır.)
‘Şarkıların Anahtarları’nda eser baş döndürücü bir şekilde, düşen figürlerle
biter.
Her okur, duygular ve zekaya eşit miktarda baş vuran bu tarz bir kitabı, kendi zihninin ışığı sayesinde ve kendi tecrübelerine göre serbestçe yorumlayabilir. Gene de şimdiye kadar kitaba ilişkin doyurucu bir eleştirel okuma ‘yorum’ kaleme alınmayışı da ilginçtir, yalnızca psikolog Dieter Wyss Der Surrealismus (1950) kitabında ‘Belfort Aslanı‘nın katı bir Freud sonrası analizini gözler önüne serer: çeşitli kılıklar içindeki aslan kafalı figürler üst-benin karşı konulmaz güç arzusunu simgeler; yavaş yavaş aslanın sahte iltifatlarına boyun eğen kadın (bu yorumda) ahlaksızlık içine batar ve sonunda yok edilir, ‘ruh’ ya da ‘hayvan’ olarak tanımlanır; fazlasıyla acı çeken ve giyotine vurulan insan erkeği psikanaliz konusu veya hastasıdır, bu tahminen ressamın kendisidir. Wyss‘ın hileli ve basit bir mantıkla dahi olsa her bir resme yaptığı analiz yine de sürükleyici ve son derece iyi gözlemlenmiştir.
Une semaine de bonté ilk baskısında yüksek bir beğeni toplamış ve ileriki çalışmaları için bir tetikleyici olmuştur. Son derece dikkat çekici bir şekilde Hans Richter‘in 1947 tarihli avangart yapımı Dreams That Money Can Buy (Satılık Düşler) filminin ilk bölümü olarak gösterime giren 1946 yapımı Desire (Tutku) adlı filmine ilham kaynağı olmuştur.
Metnin orijinali: 6,45 yayın Türkçesi: Banu Irmak, 2002 İstanbul