Manuel Ocampo; Sète (MIAM) ve Montpellier’de (Carré Saint Anne) yer alan eş zamanlı iki sergisinden dört yıl sonra, La Jetée’de son işlerini sergilemek için tekrar Montpellier’e dönüyor.
Filipin kökenli ressam, uluslararası sanat sahnesine 90’lı yıllarda, iki büyük etkinlik sayesinde çıkar: 1992 yılında Documenta IX Kassel’de ve ardından 1993 Venedik Bienali’nde tekrardan Filipinlileri temsil eder. Resimleri böylece, popüler öğelerden acımasız hayaletler hortlatmaya başlar. Kolonyal, dini ve politik ikonalar tuvalde birbiriyle çarpışır; çizgiler güçlü, formlar basit, mesaj açıkça kışkırtıcıdır. Bu yıkıcı zevki, birkaç sene geçtikten sonra resmin gündelik pratiğine işlenir. 2000’li yıllarda değişim virajı dönülür. İşleri cazibenin esaretinden kurtulup özgürlüğüne kavuşur, resimleri daha az “görsel”, daha çok anlatıma dayalı olur ve dışavurumcu (ekspresyonist) tavrını gözler önüne serer.
Bugün, Manuel’in resimlerinden taşan güç, yangına körükle gidiyor gibi; izleyicilerin kafalarında kıvılcımlanan fikirleri alevlendiriyor. Motiflerin birlikteliği, referansların çeşitliliği kadar kullandığı birçok malzeme de sorulara yol açıyor, “bu nasıl boyandı?” Gerçekten yalnızca resimle anlatılabilen cevaplar kalıyor geriye. Çünkü önceden yalnızca bazı şekil ve renklerin tuvaldeki birlikteliğinden ibaretken, artık resimde görecek ve takdir edecek çok şey sunuyor.
Bu serginin başlığı Entartete Kunst, 1937’de Münich’de Nazi rejimi tarafından “Dejenere Sanat” olarak damgalanan eserlerle aynı. Manuel’in bu başlığı seçmesinin nedeni sanat tarihine olan tutkusu.
Manuel Ocampo, bu sergi vesilesiyle 10 gün boyunca ziyaret edilebilecek. Mad Series tarafından ipek baskı afişlerden oluşan bir portfolyo izleyiciyle buluşacak ve La Jetée’deki atölyede satışa çıkacak.
Çeviri: Inci Kara
